Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) Lideri Ekrem Baran ile 4 kişinin tutuklu olduğu, 23 imamın yargılandığı davanın 2’nci duruşması İstanbul Çağlayan’daki 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanıkların kimlik tespitlerinin akabinde avukatların talepleri alındı.Saat 10.00’da başlayan DİAYDER davası duruşmasında bugün yargılanan 23 kişi hakkında kararın açıklanması bekleniyor.
‘SADECE EKREM BARAN DEĞİL, 4 BİN 500 DİN KURUMUNA YARDIM SAĞLADIK’
Duruşmada, Toplumsal Hizmetler Daire Başkanlığı’nda çalışan Nilüfer Taşkın ve İBB Kültür Varlıkları Daire Lideri Yavuz Saltuk şahit olarak dinlendi. Taşkın şunları söyledi: “İbadethanelerden gelen taleplere imkan ve tahlil üretmeye çalışıyoruz. Pandemiyle birlikte dezenfektan yardımı talebi de olmuştu. Ekrem Baran’ın toplumsal yardım talebi olmuştu, bununla ilgili bilgi geldi. Dezenfektan taleplerini karşılama konusunda tanışmıştık. Toplumsal yardım takviyesi yapılacağına dair bilgi geldi, benden aracı aldı. Bir müracaat vardı lakin bir sonuç alamadığına dair talebi vardı. Bende bunu toplumsal hizmetlere aktardım. Onlardan gelen notları da Ekrem barana aktardım. Bize 300 küsur yardım kartı verebileceğimiz söylendi. 4 bin 500 civarında din kurumuna yardım sağladık. Toplumsal hizmetlere yönlendirdiğimiz yalnızca Ekrem Baran değil.”
‘PANDEMİDE İBB’YE 40-50 KİŞİ YARDIM İÇİN BAŞVURDU’
İBB Toplumsal Hizmetler Daire Lideri Yavuz Saltuk şahit olarak dinlendi. Saltuk, “Yardımlar, İBB yardım direktörlüğüne nazaran belirleniyor. (Cebindeki yardım kartını çıkarıp mahkeme liderine göstererek) Bu kartlara puan yükleriz. Mutabakatlı olduğumuz marketlerde muhtaçlıklar alınır. Bu kartlardaki puanlar nakit para olarak çekilemez. Ekrem Baran’ı bir sefer gördüm. Şafi mescitlerle ilgili yapılan araştırmalar sonucunda tanıştık. Bundan doğal bir şey yok. Bize müracaatlar yapılır yardım için. Pandemi periyodunda 40-50 bin kişi başvurdu” dedi.
İddia makamı, DiAYDER davasında tutuklu yargılanan sanıkların tutukluluk hallerinin devamını isteme tarafındaki 18 Şubat’ta yapılan duruşmadaki mütalaasını tekrarladı.
Savcılığın mütalaasını açıklaması sonrasında tutuklu yargılananların savunmasına geçildi.
Tutuklu yargılanan Ali Fuat Hatip, “Ben günde on ilaç kullanıyorum. Gece hastaneye kaldırıldım. Bacaklarımda ödem ve su toplanması var. İdrar tutumama problemim var. Kalbimde stent var” biçiminde konuştu.
‘TAHLİYEMİ TALEP EDİYORUM’
Tutuklu yargılanan Aydın Ayhan ise, “Şeker ve tansiyon hastasıyım. Ne diyeyim? Ailemin bana bakacak durumu da yok. Mağduriyetimi lisana getirmek istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” tabirlerini kullandı.
‘HASTAYIZ’ DEMEYE UTANIYORUZ’
Tutuklu yargılanan Ekrem Baran, “Bu derneğe üye olanların yaşları aşikardır. Hepimiz ‘biz hastayız’ demeye utanıyoruz lakin hastayız. Cezaevi şartları malumunuz. Bende kolestrol hastasıyım. Ailelerimizin bize muhtaçlığı var. En azından konut mahpusu ya da tutuksuz yargılamalarla bizi bu şartlardan çıkmamızı sağlayın” dedi.
Tutuklu yargılanan Hafit Tunç da Telefonlarda Kürtçe konuştum lakin zirvelerde eksik çevrilmiş. Birçok yanlış çeviriler olmuş. Bu tapelerdeki argümanlar gerçeği yansıtmamaktadır” diyerek şunları vurguladı:
“Bu konuşmaların hepsi inşaat işleriyle ilgili konuşmalardır. Utanıyorum söylemeye ancak benim de birçok hastalığım var. Nefes darlığı, migren ve diğer kronik hastalığım var. Engelli bir kardeşim var. Mağduriyetim lisana getirmek istiyorum. Bu nedenle tahliyemi talep ediyorum.”
Tutuklu yargılanan Mehmet Emin Aslan da savunmasında, “Bugüne kadar hiçbir şeye şiddet uygulamadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. 9 aydır cezaevimdeyiz. Hayata karşı sorumluluklarımız var. Bizi dışarıya gönderseniz bile gitme imkanımız olmaz. Benim iki üniversite öğrencisi çocuğum var. Psikolojileri bozulmuş. Mağduruz. Evvel tahliye sonra ise beraat edilmeyi talep ediyorum” dedi.
Tutuklu yargılanan Mehmet İnan ise, “Bugün Türkiye’de herkes ibadethanelerini çalıştırırken, açılışlara davet edildi lakin imam olan ve hak dinini anlatan bizlerin tutuklu yargılanması Müslümanlar içinde derin yaralar açmıştır. Bu yaraları adaletle tedavi etmek sizin elinizde. Ben mağdurum. Kronik hastalıklarım var. Konutun tek çalışanıyım. Bu mağduriyeti göz önünde bulundurarak beni tahliye etmenizi talep ediyorum” tabirlerini kullandı.
Avukat Banu Güveren Aslan da “Kürtçe kabahat ögesi sayılan sözlerin Kürdoloji kısımlarından Kürtçenin terminolojisinde yer alıp almadığı istikametinde araştırma yapılmasını talep ediyoruz” dedi.
BİRİNCİ DURUŞMADA ÜÇ KİŞİ TAHLİYE EDİLMİŞTİ
İmamların yargılandığı 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesindeki 18 Şubat tarihindeki birinci duruşması 2 gün 16 saat sürmüştü. Orta kararını açıklayan mahkeme, tutuklu yargılanan Sefa Mehmetoğlu, Nezir Faziletçi ve Enver Karabey hakkında tahliye kararı verirken, DİAYDER lideri Ekrem Baran ve 4 kişinin tutukluluk halinin devamı kararı verilmişti.
