İZMİR – İzmir’in Bergama ilçesinde bulunan Çalıbahçe köyü mevkiinde 233 dönümlük alan İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin ağustos ayı meclis toplantısında onaylanan imar değişikliği kararıyla ‘sanayi bölgesi’ ilan edildi. Zeytin yetiştirilen Zeytindağ, Bozyerler, Tekkedere, Yenikent, Çalıbahçe ve Kurfallı gibi 15 köyü doğrudan etkileyecek imar planına karşı dava açan bölge halkı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu yanlıştan bir an önce dönmesini istedi.
BERGAMA BELEDİYE MECLİSİ’NDE GÜNDEME GELDİ
Söz konusu imar değişikliği geçtiğimiz hafta yapılan Bergama Belediyesi Meclis toplantısında da gündeme geldi. DEVA Partili Meclis üyesi Nezih Özuyar’ın bölgede incelemede bulunduğu öğrenildi. Konuya ilişkin açıklama yapan Bergama Çevre Platformu da “En az bir milyon zeytin ağacını ilgilendiren bir yanlışın arifesindeyiz. Köylülerimizle açtığımız davanın da takipçisiyiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu yanlıştan bir an önce dönmesini diliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘TOPLAMDA 1 MİLYON ZEYTİN AĞACINI İLGİLENDİREN BİR DURUM’
Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, sanayi bölgesi yapılmak istenen bölgenin konumuna dikkat çekerek, “Bergama’ya yaklaşık 16-17 kilometre mesafede, Bergama-İzmir yolu üzerinde ve konumu itibariyle anayoldan yüksekte yer alan bir köyden bahsediyoruz. Rakımı diğer köylere göre biraz daha yüksek. Sanayi bölgesi yapılmak istenen alandaki Bozköy, Eğriköy, Cevaplı, Tekkedere, Sarpdere gibi köylerde en az 500 bin zeytin ağacı var. Çalıbahçe köyünden sonra Zeytindağ’a doğru giderken ise Yeniköy, Bozyerler, Çandarlı’nın bir kısmı olmak üzere buralarda da en az 500 bin zeytin ağacı mevcut. Toplamda 1 milyon zeytin ağacını ilgilendiren bir durum” dedi.
DAHA ÖNCE DE KALKER OCAĞI YAPILMAK İSTENDİ, KÖYLÜLER İZİN VERMEDİ
Alanın yoğun zeytin tarımının yapıldığı ve yörenin en iyi zeytinlerinin yetiştiği bölge olduğunun altını çizen Engel, aynı bölgede daha önce de kalker ocağı yapılmak istendiğini ve karşı çıktıklarını hatırlattı. Engel, bugüne kadar gelen süreci şöyle anlattı:
“Sayılan köyler geçimini tamamen küçük aile tarımı ile sağlıyor. Zeytincilikle hayatlarını idame ettiriyorlar. Buraya ilişkin 2014 yılında da farklı bir karar çıktı. O karar da burada kalker ocağı, kireç tesisi kurulabileceğine dair yanlış bir karardı. Beş yıl önce de orada bir firma kalker ocağı yapmak için başvuruda bulundu. ÇED toplantısına köylülerle karşı çıktık. İDK kurul toplantısından lehimize karar çıktı. O yerin sahibi firma araziyi başka birine satmış. 233 dönüm alan söz konusu. Yeni alan firma da imar değişikliği talebinde bulunmuş. Buranın sanayi bölgesi ilan edilmesini istedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi de 17 Eylül’de İmar Komisyonu’ndan oy birliği ile gelen bu kararı genel kurulda kabul etmiş.”
‘DİLERİZ Kİ BU YANLIŞI BİR AN ÖNCE DÜZELTİRLER’
Eylül ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin imar değişikliği ile bölgenin sanayi bölgesi ilan edildiğini ve bu kararın yanlış olduğunu yetkililere defalarca ilettiklerini belirten Engel, geri adım atılmaması üzerine ise köylülerle birlikte dava açtıklarını dile getirdi. Davacılar arasında platform ve köylülerin yanı sıra eski Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç’in de bulunduğunu belirten Engel, “Belediye ile karşı karşıya gelmeyi istemedik. Meclis üyeleri ile haber gönderdik. Tunç Soyer’in özel kalem müdürüne ilettik. Ancak bu konuda bir geri adım atılmadı. Ancak dava yoluyla haklılığımızı teyit edeceğimize inanıyorum” dedi.
“Bu kararı verenlerin gelip bölgeyi gördüklerinde vicdanlarının sızlayacağını düşünüyoruz” diyen Engel, son olarak şunları kaydetti:
“Zeytin yasası çok açık. Üç kilometre mesafede zeytin yağı işleme üzerine kurulacak işletme dahi izne tabidir. Kaldı ki sanayi bölgesi ilan edilmesinin orada yarın bir çimento fabrikası kurulmayacağı garantisini kimse veremez. Bir bölgenin yok olması anlamına gelecek bir faaliyet olacaktır. Geri adım atılmazsa davanın her duruşmasında köylülerle birlikte yapacağımız basın açıklamaları ve eylemlerle kamuoyuna belediyenin almış olduğu bu yanlış kararı duyuracağız. Dileriz ki bu yanlışı bir an önce düzeltirler. Yoksa bölgede ciddi bir kıyım anlamına gelecek.”
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ: BİR TEK AĞACI RANTA FEDA ETMEYİZ
“Bir tek ağacı bile ranta feda etmeyiz” başlıklı açıklama yapan Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise Bergama’daki zeytinlik bir alanın İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘sanayi bölgesi’ ilan edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını öne sürdü. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bergama Çalıbahçe Mahallesi’ndeki alan, bundan 10 yıl önce 01.03.2013 tarih ve 51 sayılı karar ile İzmir İl Özel İdaresi tarafından onaylanarak ‘sanayi bölgesi’ olarak belirlenmiş bir alan niteliğindedir. Yapılan son plan değişikliği kapsamında ise bölgenin doğal yapısının güvence altına alınmasını sağlayan bazı ifadeler plan notlarına eklenmiştir.
İzmir İl Özel İdaresi tarafından 2013 yılında onaylanan yürürlükteki imar planı 183.263,27 metrekare (yaklaşık 183 dekar) Sanayi Alanı, 23.936,35 metrekare (yaklaşık 24 dekar) kireç fabrikası alanı ve yol alanlarını içermektedir. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylanan imar plan değişikliği 2013 yılında onaylanan planda Sanayi Alanı olan 183 dekarlık alanda değişiklik yapılmaması, kireç fabrikası olarak belirlenen yaklaşık 24 dekarlık alanın ‘kireç madeni ve fabrikası’ şeklindeki kullanımının ‘sanayi tesis alanı’ olarak değiştirilmesi ve plan notlarına ‘Bu alanlarda yanıcı, parlayıcı, patlayıcı etkisi olan depolamalar, çevre sağlığı açısından tehlike oluşturan, görüntü, gürültü ve hava kirliliği oluşturan imalathaneler yer alamaz’ ifadesinin eklenmesinden oluşmaktadır. Plan değişikliği ile plan alanında herhangi bir büyüme veya emsal artışı yapılmamaktadır. Planlama alanı ve çevresindeki zeytinliklere ilişkin hassasiyet hepimizin hemfikir olduğu bir konudur ve planlama mevzuatı ve disiplini açısından tesis kurulmak istenmesi halinde ÇED süreçleri üzerinden takip edilmesi gereken bir konu olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca Sanayi Bölgesi olarak planlanan bölgenin havadan çekilen görüntüleri bu alanda ağaç varlığı açısından bir yoğunluk bulunmadığını da göstermektedir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin doğaya ve yeşile bakışı son derece nettir. Doğa ve rant arasında bir tercih söz konusu olduğunda hangi tarafta duracağı da tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir. Değil bir milyon, bir tek ağacımızı bile rant uğruna feda etmeyeceğimizi bir kez daha önemle hatırlatırız…”