Eskişehir Valiliği’nin 15 gün mühletle açık alanlardaki aktiflikleri yasaklaması nedeniyle 12-15 Mayıs’ta yapılması planlanan Anadolu Fest, 9-12 Haziran’a ertelendi. Teoman, Haluk Levent, Hayko Cepkin ve Yeni Türkü üzere isimlerin iştirakiyle yapılması planlanan şenliğin tertibi avukatı Hüseyin Akçar, “Şu anda planlanan tarih 9-12 Haziran. Planlanan tarih diyoruz, tahminen de o güne dair Sayın Vali yeniden kamu güvenliğinin tehdit ögesi taşıyan bir terör örgütü saldırısının haberini bizimle paylaşır. Paylaşır diyorum, zira ısmarlama bir karar olduğunu yeniden altını çize çize söylüyorum” sözlerini kullandı.
‘VALİLİĞİN KAMUOYUNA AÇIKLAMA YAPMA MECBURİLİĞİ DOĞMUŞTUR’
ANKA’nın aktardığı habere nazaran, Akçar, şöyle konuştu:
“Bir müzik şenliği, kamu güvenliğini tehdit ettiği için evvel valilik tarafından bir yasaklama kararı ile karşı karşıya kaldı. Yürütmenin durdurulması isteminin reddine karşı verilen kararı şaşkınlıkla bir hukukçu olarak karşılıyorum. Sayın Vali’nin yasaklama kararında dayanmış olduğu Vilayet Yönetim Kanunu’nun 11. ve devamındaki unsurlarda Toplantı ve Şov Yürüyüşü Kanunu’nun 17 ve 19. unsurlarında belirtilen kamu güvenliğine ait tehdidi anlamış değilim. Valilik avukatlarının ve pahalı iktidar partisinin temsilcisi olan avukatların anlatımları ve paylaşımlarını da anlamış değilim. Olayı farklı noktaya çektiklerini biliyorum ve çekmeye de devam edecekler. Dün prestiji ile Eskişehir 1. Yönetim Mahkemesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı ret oldu. Hukuka hürmetimiz sonsuz, hukukun üstünlüğüne inancımız sonsuz.
Bunun üzerine çabucak şirket yetkilileri, Anadolu Fest tertibinin temsilcileri bir toplantı gerçekleştirdiler ve bu toplantı sonrasında şenliği ileri bir tarihe erteleme kararı aldılar. Şu anda planlanan tarih 9-12 Haziran. Planlanan tarih diyoruz, tahminen de o güne dair Sayın Vali tekrar kamu güvenliğinin tehdit ögesi taşıyan bir terör örgütü saldırısının haberini bizimle paylaşır. Paylaşır diyorum zira ısmarlama bir karar olduğunu tekrar altını çize çize söylüyorum. Valilik çatısı altındaki kolluk kuvvetleri, bağlı olduğu kamu güvenliğini, iyiliğini sağlamakla vazifeli yetkili amirdir. Şu anda bugün prestiji ile Eskişehir’de, nasıl bir kamu güvenliğinin tehdit ögesi olayı olup olmadığı ile ilgili kamuoyuna açıklama yapması mecburiliği doğmuştur.”
‘VALİLİK AVUKATININ SAVUNMA ÖZETİ BOŞA DÜŞTÜ’
Akçar, konuşmasının devamında şu tabirleri kullandı:
“Bu, Eskişehir 1. Yönetim Mahkemesi’nin kararında valiliğin avukatının özetinde, ‘DEAŞ, PKK/KCK ve öbür terör örgütlerinin son vakitlerde ülkemiz genelinde ses getirecek aksiyon hazırlığı içerisinde bulundukları, Anadolu Fest müzik şenliğinin yapılacağı Mola Tesisleri’nin yerleşim yerlerine yakın olması, kamu güvenliği açısından tehdit oluşturabilecek birçok kümenin giriş ve çıkışının denetlenemeyeceği bir bölge olması, benzeri etkinlikler planlanırken itinasız yer seçimi yapılması’ üzere soyut sözlerinin kullanılmasının da altının doldurulması gerekir. Sanki Sayın Vali hangi yerde yapılırsa müsaade verecek? Onun karşılığını tahminen Anadolu Fest yetkilileri ile paylaşabilir. O vakit o yerde yapılırsa kamu güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olacak mıdır? Mola Tesisleri’nin etrafındaki bölgenin kamu güvenliğini sağlayamayacağını mı söylüyor? Kaldı ki bu bölge içerisinde alanın açık olması, giriş-çıkışın daha denetlenebilir olması manasında birden fazla şenlik yapılmıştır. Bu denenmiş ve denenmesi sonrasında da rastgele bir sorun ortaya çıkmamıştır. Valilik avukatının savunma özeti de bu manasıyla boşa düşmektedir. Bunu da kabul etmek mümkün değildir. Keşke Eskişehir 1. Bölge Yönetim Mahkemesi pahalı heyeti alanda, alanı görerek (böyle bir yetkisinin olduğunu düşünüyorum) bir karar verme yoluna gitseydi güya daha hukukun üstünlüğüne bağlı bir karar olacaktı diye düşünüyorum. Şöyle de bir destek var; ‘20 Nisan 2022 tarihinde Bursa’da yapılan saldırıyı üstlenen şahısların hala yakalanmadığı göz önünde bulundurulduğundan’ bunun sorumlusu niçin biz oluyoruz? Bunun sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti’nin kıymetli emniyet güçleridir. Yakalanmamasının da sebebini de onlara bağlamıyoruz. Ama bu yakalanmama olayı olduğu için bizim şenliğimizin ya da diğer sanatsal aktifliklerin ortadan kalkacağı manası da taşımıyor. Savunma ve o savunmaya dayalı olarak yürütmenin durdurulması isteminin reddi ile karşı karşıyayız. Hukukun üstünlüğüne güveniyoruz. Devam edeceğiz biz çabamıza.
‘VALİNİN VERMİŞ OLDUĞU KARAR, ANAYASA’NIN KARARLARINA AYKIRIDIR’
Yasaklama kararı başlığı altında valiliğin bu türlü bir karar vermesi esasen başlı başına hukukun üstünlüğüne, yönetim hukukun temel prensiplerine karşıttır. Valinin elinde tutmuş olduğu takdir yetkisini, bireylerin özel hayatına sirayet ettirecek dereceye taşımasıdır. Ben bekliyorum, şahsım olarak bugün 12 Mayıs şenlik başlamış olsaydı tahminen tekrar burada olacaktım. Tekrar buradayım. Şu anda hiçbir şey yok. Dışarıda yalnızca bir tek minibüs var. Şayet burada hakikaten önemli bir tehdit var ise o minibüs mü sanki burayı koruyacak? Başımda çok farklı sorular var. İçimde çok daha farklı hukuka dayalı sorular var. Yalnızca ve yalnızca destek oluşturulmasına yönelik oluşturulan Vilayet Yönetim Kanunu’nun ve toplantı, şov yürüyüşleri kanunun da bu olaya direkt fakat direkt karşılık vermediğini düşünüyorum. Umarım Eskişehir bundan sonra bu türlü kararlarla anılmaz. Şu anda tüm Türkiye, Eskişehir Valisi’nin ve destekçilerinin bunu da bilhassa belirtmeliyim zira toplumsal medyada dolaşan o görüntüler, fotoğraflar nitekim üzücü. İnsanların alkol kullanıyor olması, kullanmıyor olması, üzerindeki tişörtün rengi, saçının renginin sergilenmemesi ve veyahut da saçının renginin sorgulanmadığı bir ülke taahhüt ediyoruz. Bizim Anayasamızın temel unsurlarında bu vardır. Anayasamız der ki, herkes lisan, din, ırk, cinsiyet farkı gözetilmeksizin eşittir der. Başlı başına valinin vermiş olduğu bu karar, Anayasa’nın ilgili amir kararlarına de karşıtlık teşkil etmektedir. Ümit ediyorum Eskişehir Yönetim Mahkemeleri kendilerini kanun koyucunun vermiş olduğu hukukun üstünlüğüne dayalı olarak bir karar vermeye çağırırlar kendilerini.” (HABER MERKEZİ)
