Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi davasının durması ve Suudi Arabistan’a devredilmesine ait karara, nişanlısı Hatice Cengiz, avukatı Gökmen Başpınar aracılığıyla İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti.
Oda TV’nin haberine nazaran, itiraz dilekçesinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın 12 Nisan’da A Haber canlı yayınında söylediği “Bugüne kadar isimli yardım taleplerine de karşılık verilmedi” kelamları hatırlatılarak yargılama mühletince Suudi Arabistan’dan sanıklarının sözlerinin alınmasının talep edilmediği sözlerine yer verildi.
‘DEVREDİLECEK BİR KOVUŞTURMA YOK’
Mahkemeye sunulan dilekçede Riyad Birinci Ceza Dairesi tarafından belgeye gönderilen karara atıf yapılarak yargılamanın bittiği ve devredilebilecek bir kovuşturma evrakının bulunmadığı belirtildi:
“Görüldüğü üzere yargılama yapılmış ve mutlaklaşmış bir karar mevcuttur. Ortada fiilen sayın mahkeme nezdindeki kovuşturmayı devredecek bir kovuşturma yoktur. Tam aksine bitmiş ve karara bağlanmış bir yargılama kelam hususudur. Kimi sanıklar hakkında beraat kimi sanıklar hakkında mahpus cezası verilmiş ve idam cezaları 20’şer yıl mahpus cezasına çevrilmiştir. Hal bu türlü iken yargılamanın yekûn olarak devranı fiilen mümkün değildir. Suudi Arabistan sanıkları yargılamış, haklarında karar vermiştir. Yapılması gereken olsa olsa sanıkların hatanın işlendiği yer olan ülkemize iade edilmesidir. Fakat Suudi Arabistan, Türkiye’nin iade talebini reddetmişken, Türkiye hangi tüzel ya da siyasi münasebet ile yargılamayı Suudi Arabistan’a devredecektir anlamakta zorlanıyoruz.”
‘BU DAVA DEVREDİLEMEZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 30 Eylül 2019 tarihinde Kaşıkçı’nın Washington Post’ta kaleme aldığı yazıların daha mürekkebi kurumamışken bu davanın devredilemeyeceği kelamlarına de dilekçede yerildi:
“15 üyeli suikast timi Kaşıkçı’yı İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nun içinde öldürüp vücudunu kesimlere ayırdı. Bunu Suudi devleti ya da halkının değil, kraliyet hükümeti içindeki bir gölge devletin çıkarları için yaptılar. Suudi Arabistan’daki mahkeme süreci hakkında birçok soru işareti bulunduğu bir sır değil. Mahkemeyi çevreleyen neredeyse tam bir şeffaflık yokluğu, duruşmaların kapalı yapılması ve Kaşıkçı’nın katillerinin fiilen hür oldukları tezleri milletlerarası toplumun beklentilerini karşılamıyor ve Suudi Arabistan’ın prestijini zedeliyor. Bizim, insanlığın çıkarları böylesi bir hatanın bir daha hiçbir yerde işlenmemesini sağlamaktan geçer. Cezasızlıkla gayret bu sonuca varmanın en kolay yoludur ve Cemal’in ailesine bunu borçluyuz.”
NE OLMUŞTU?
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, nişanlısıyla evlenebilmesi için gereken evrakları almak için 2 Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdi ve bir daha çıkmadı. Türk yetkililer isim vermeden yaptıkları açıklamalarda Kaşıkçı’nın başkonsoloslukta öldürüldüğünü söylüyordu. Riyad bu açıklamaları başta reddetse de sonunda Kaşıkçı’nın ‘sorgu sırasında çıkan bir hengamede kazara öldüğünü’ kabul etti. Bu gelişme üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 26 sanık hakkında soruşturma başlattı. 31 Mart 2022 tarihinde ise Savcılık, mahkemeye sunduğu mütalaada yargılamanın Suudi Arabistan’a döneminin sağlanmasını talep etti. 11. Ağır Ceza Mahkemesi 7 Nisan’da verdiği kararla dava belgesinin Suudi Arabistan’a devredilmesine karar verdi.