ANKARA – CHP’nin 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Memleket Partisi’ni kurmasının akabinde Türkiye’yi dolaşmaya başladı. Birçok vilayette esnaf ziyareti yapan, tarlada, ahırda, merada toplumun problemlerini lisana getiren İnce en son buğday tarlasına gitti. Ankara Malıköy’deki buğday tarlasında üreticilerin sıkıntılarını dinleyen İnce burada Gazete Duvar’ın gündeme dair sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı aday adayı olduğunu söyleyen İnce’ye nazaran Memleket Partisi seçim sathı mahalline girildiğinde “iktidarı göndermek için” elini taşın altına koyabilir. CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2014 ve kendisinin aday olduğu 2018 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olması gerektiğini söyleyen İnce, bunun yapılmamasını “hata” olarak kıymetlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun adaylığa “mecbur” olduğunu belirten İnce, MHP başkanı Devlet Bahçeli içinse, “Erdoğan’dan bile Erdoğancı” dedi.
Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce’nin, ittifaklardan seçim kanunundaki değişikliklere, altılı masanın “değinmediği” hususlardan cumhurbaşkanı adayı tartışmalarına, partisindeki ayrılıklardan maksatlarına dair gündemdeki hususlara dair sorularımıza karşılıkları şöyle oldu:
‘TÜRKİYE’DE BİRİNCİ DEFA HERKES TIPKI ŞEYİ KONUŞUYOR’
Sahadasınız ve toplumun meselelerini yerinde tespit etmeye çalışıyorsunuz. Nasıl karşılanıyorsunuz? Neler gözlemliyorsunuz?
30 yıldır alandayım. Birinci sefer herkes tıpkı şeyi, hayat pahalılığını konuşuyor. Çocukluk arkadaşımla bile geyik yapamaz olduk. Bir ortaya geldiğimizde evvelden, “Şuradan nasıl düştün, şunu nasıl yaptın” diye konuşurduk. Onlar bile geçim meşakkatini konuşuyorlar. Türkiye’de ne yazık ki bu hakikat tabanda tartışılmıyor. İktidar gerçekliğini yitirmiş. KDV indirimi, tanzim satış, depo baskını, stokçular diye insanları karalamak… Tahlil üretemiyorlar. Muhalefette de ne yazık ki öngörü yok. Sorunu anlayamamışlar. Son düğmeden, marketten, raftan başlıyorlar. Halbuki sorun rafta değil tarlada, ahırda, merada. Tarımda yanılgılar kolay telafi edilmez, vakit alır. “Param var ithal ederim, alırım” diyemezsin. Bu tahlil değildir. Bir, para bulamazsın, iki para bulsan da satmazlar. Kendin üretmen lazım. Üretmenin yolu da çok kolay. Şayet ülkeyi yönetenler yabancı, çok uluslu şirketlerin elemanı değillerse kolay. Şayet çok uluslu şirketlerin elemanılarsa bunları yaparlar zati.
‘VADESİ DOLMUŞ İKTİDARI HİÇBİR SEÇİM KANUNU KURTARAMAZ’
Siz bu itirazları lisana getirirken iktidar seçim kanununda değişiklik yaptı. Bilhassa ittifaklara ait adım çok tartışıldı. Bu kanun değişikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? İttifaklara bakış açınız değişti mi?
Vadesi dolmuş bir iktidarı hiçbir seçim kanunu kurtaramaz. Bu iktidarın vadesi dolmuştur, hatta geçmiştir. Geçmişte bunu denediler. İlçeler oluştururken sokak ortalarında gezdiler, oy oranına bakıp ilçeleri oluşturdular. Bunlar işe yaramaz. Ben ittifakı da prensipsiz birliktelikler olarak görüyorum. İttifaklar kurulabilir, buna bir itirazım yok lakin ana prensiplerde anlaşmak lazım.
İNCE’DEN ALTILI MASAYA: METİN HAZIRLIYORLAR İÇİNDE ATATÜRK YOK
CHP Genel Lideri dedi ki, “DEVA Partisi’nin iktisat programı var, onun üzerinde çalışıyoruz.” Ancak DEVA Partisi Genel Başkanı’nı ODTÜ’ye sokmadılar. ODTÜ kim? CHP’nin tabanı. Senin tabanın onu üniversiteye sokmamış, sen ekonomiyi ona bırakmışsın. Suriyelileri de Davutoğlu’na bıraksın. Ortada bir unsur yok. Bir metin hazırlıyorlar içinde Atatürk yok, laiklik yok, İstanbul Kontratı yok, cemevleri yok. Nasıl bir birliktelik bu? Ben, “Birliktelik olmaz” demiyorum. Doğal ki ittifaklar olur, hiçbir itirazım yok. Lakin ana gövde CHP değil mi? O vakit onun belirleyici olması lazım. Aman dağılmasınlar, oradan taviz vereyim, buradan taviz vereyim. Eee yendin Erdoğan’ı, iş başına geldin. Nasıl olacak, nasıl yöneteceksin? Altı ayda dağılırsın.
‘ÇOK HOŞ HAREKETLER BUNLAR’
Bir perspektif sunmadıklarını mı düşünüyorsunuz?
Sunmuyorlar. Ortada bir tahlil teklifleri yok. Yaptıkları işlerde çelişki görüyorum.
Nasıl bir çelişki görüyorsunuz?
Millî Eğitim Bakanlığı’na gidiyor. TÜİK’e gidiyor. Et ve Süt Kurumu’na gidiyor. Çelişki şurada: Sayın Kılıçdaroğlu Erdoğan’a “tek adam” diyor mu, diyor. Biz de diyoruz. Bütün muhalifler “tek adam” diyoruz. Cumhurbaşkanı o, başbakan o, vali o, hâkim o, savcı o, bakan o her şey o. Bürokrata niçin ziyarete gidiyorsun ki? Et ve Süt Kurumu lideri seni kabul edebilir mi? Saraya soracak, bunu biliyorsun. TÜİK’in lideri, zavallı bir memur. Saraya soracak, “Alma” dedikleri vakit almayacaklar, bunu biliyorsun.
İNCE’DEN KILIÇDAROĞLU’NA: SARAYA GİDERSE BEN DE GELİRİM
Peki sizce Kılıçdaroğlu ne için gidiyor bu kurumlara?
Çok hoş hareketler bunlar. Toplumun bir kısmından alkış alır mı, alır. İşe fayda mı? Yaramaz. Bir müddet sonra refüze olursun. Benim bir teklifim var. Tek adam Erdoğan olduğuna nazaran, her şeye o karar verdiğine nazaran bence gidilmesi gereken yer saray. Saraya giderse hak veririm. Randevulu ya da randevusuz. Ben de gelirim. Bir yer daha var mesela, oraya da gidebilir.
Neresidir orası?
Diyanet İşleri Başkanlığı. Niçin orası? Bu mübarek Ramazan ayında yoksulluğu peygamberin hayatı olarak anlatan sahtekâr din adamları var. Yoksulluğu baş tacı yapan, bahtımız olarak anlatan din adamları var. “Ya siz yanlış anlatıyorsunuz, bizim dinimiz bu değil, siz kimsiniz kardeşim, bu türlü anlatamazsın” demesi lazım. Bir sürü sapıklıklar oluyor tek söz etmiyor. Atatürk’ün ismini ulusal günlerde anmıyorlar. Gitsene Diyanet’e, “Atatürk’ü niçin anmıyorsunuz” desene. Git ben de geleceğim. Saraya da Diyanet’e de giderse geleceğim.
‘BU İKTİDARI GÖNDERMEK İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYARIZ’
İttifaklara dair tavrınızı anlattınız. Pekala Memleket Partisi bir ittifak kuracak mı? Ya da bir ittifakta yer alacak mı?
Biz tek başımıza seçime girmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Lakin seçime üç ay kala, seçim sathı mahalline girince bakarız. Bu iktidarı göndermek için elimizi taşın altına koyarız.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimin aday olacağı da merak konusu. Memleket Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı siz mi olacaksınız?
Memleket Partisi’nin cumhurbaşkanı adayını üyeleri seçer. Bizim tüzüğümüz bu türlü. Biz tek adam partisi değiliz. Üyeler beni seçerse alışılmış ki adayım. Ancak öbür birini seçerlerse adayım o olacak.
Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için 100 bin imza gerekiyor. Toplayabileceğinizi düşünüyor musunuz?
O sorun değil. Hiç sorun değil.
’50+1 UCUBE BİR SİSTEM’
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde, yüzde 50+1’in de tesiriyle art geriye siyasi partiler kuruluyor. Siz kurulan partilere nasıl bakıyorsunuz?
50+1 sistemi ucube bir sistemdir. Bu sistemi savunuyor değilim. Başkanlık desen başkanlık değil, parlamenter sistem desen o da değil. Ucube bir sistem. Yeni kurulan siyasi partilere de muvaffakiyetler diliyorum. Lakin yeni kurulan ya da eski, bütün siyasi partilere bir teklifim var. Türkiye derin bir yoksulluk yaşıyor. Bu türlü bir ortamda siyasi partiler hazine yardımı almasınlar. Üyelerinin aidatlarıyla süreci götürsünler. Hazine yardımını da yoksul, fukaraya bağışlayalım.
‘KILIÇDAROĞLU’NUN 2014 VE 2018’DE ADAY OLMAMASI HATADIR’
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacağı sav ediliyor. Siz cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir siyasi partinin genel lideri, aday olmaya mecburdur. Kılıçdaroğlu’nun 2014’te ve 2018’de aday olmaması kusurdur zati. Bir siyasi partinin gayesi ülkeyi yönetmek, iktidar olmaktır. Siyasi partinin bir numaralı ismi de genel lideridir. Başpehlivan varken yarışa öbür birinin girmesi yanlışsız olmaz aslında. Ekmeleddin İhsanoğlu ya da Muharrem İnce yapmamalıdır. Öteden beri bunu savunuyorum ben. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu şunu düşünüyor olabilir: “Ekmeleddin İhsanoğlu ya da Muharrem İnce aday olduklarında kazanma bahtları yoktu. Ben koltuğumu koruyayım. Artık iktisat çok bozuk. Kazanma bahtı var, onun için aday olayım.” Bu türlü diyor olabilir. Ancak bu yanlış bir hesaptır. Gerçek bir hesap değildir. Aday olmalı mı derseniz, aday olmalıdır. Bu sistemi beğenmiyorum lakin sistemin de durumu bu olduğuna nazaran aday olmalıdır. Aday olmaya mecburdur.
‘GÖREVİMİ YAPTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM’
Böyle düşünmenize karşın 2018’de siz CHP’nin cumhurbaşkanı adayı oldunuz. O devir sorumluluk mu aldınız? O vakit da birebir mı düşünüyordunuz?
Tabii ben sorumluluk aldım. Ben partimi en güzel biçimde temsil ettim. Partimin çıtasını yükselttim. Sekiz puan partimden fazla oy aldım. 51 günde, o periyot aday olduğum partinin milletvekili oylarından yüzde 30 daha fazla oy aldım. Birinci defa, 41 yıl sonra 30 bandını geçtik. Ben vazifemi yaptığımı düşünüyorum.
İNCE’DEN ÖZDAĞ’A: PARTİYİ NİÇİN KURDUN?
Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, cumhurbaşkanı adayının Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş olması gerektiğini söyledi. Bu açıklamayı nasıl değerlendirdiniz?
Bir partinin genel liderinin diğer bir partinin üyesini aday olarak göstermesini hakikat bulmuyorum. Yani kendisi çıkıp aday olmalıdır, doğrusu budur. O vakit partiyi niçin kurdun? Partiyi kurmasaydın o vakit.
Farklı çevrelerden cumhurbaşkanlığı adaylığı için İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu da lisana getiriliyor.
Bilemiyorum. Ben arkadaşlarıma muvaffakiyetler diliyorum. Geçmişte onlarla tıpkı partide bulundum. Onlara bir şey diyemem.
‘AK PARTİ ÇÖZÜLÜYOR’
Siz son devirde AK Parti’de bir fark olduğunu düşünüyor musunuz?
Bence AK Parti çözülüyor. Beşerler bir karamsarlığa ve ümitsizliğe hakikat gidiyor. Çözüldüklerinin onlar da farkında. Bu iktidar şımarıklığı biraz da muhalefetten kaynaklanıyor tabi. Şımarık bir iktidar, maharetsiz bir muhalefet var. AK Parti 20 yılın sonunda hâlâ birinci partiyse muhalefetin başını ellerinin ortasına koyup düşünmesi lazım.
‘GENÇLİĞİMDE ARBEDE ETTİĞİM DAVACILARI ANLAMAKTA ZORLANIYORUM’
Seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesinin MHP için yapıldığı yorumları var. Siz MHP’nin pozisyonunu nasıl görüyorsunuz?
Geçmişte, gençliğimde hengame ettiğim davacıları anlamakta zorlanıyorum. Hayat pahalılığından şikâyet eden milletvekili disipline veriliyor. Genel liderleri çıkıyor, “karamsarlık haramdır” diyebiliyor. Böylesini Erdoğan bile söyleyemez. Erdoğan’dan bile Erdoğancı. Hayretler içerisinde izliyorum. Benim arbede ettiğim davacılar bu türlü değillerdi. Birtakım hususlarda anlaşamıyorduk lakin bu türlü değillerdi. Buna, bu telaffuzlara karşı çıkarlardı. Bugün susmalarına mana veremiyorum. Yalnızca solcular bozulmamış yani, yalnızca solcular dejenere olmamış…
“Sadece solcular bozulmamış” cümlesini nasıl açıyorsunuz?
Kuşadası’nda Ergün Poyraz’ın yaşadığı olay. CHP’li belediye. Ortada. Ergün Poyraz’a Erdoğan bile yapmadı bunları. Adamın hayatı Erdoğan’la gayretle geçti, Erdoğan bile yapmadı bunu. Fakat CHP’li belediyenin parmağının olduğunu herkes biliyor.
PARTİDEN İSTİFA EDENLERE: ARKADAŞLARIMA MUVAFFAKİYETLER DİLİYORUM
Memleket Partisi’nde yakın periyotta istifalar yaşandı. İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi istifa eden isimler ortasında yer aldı. Bu istifalar neden yaşandı?
Olur bu türlü şeyler. Bir yola çıktıkların olur, yolda buldukların olur, yolda takılanlar olur, yolda katılanlar olur. Bir büyük seyahate dayanamayan işler olur. Bunlar olağan işlerdir. Siyasetin tabiatında var. GÜZEL Parti de yeni kuruldu lakin içerisinden Zafer Partisi isminde bir parti daha çıktı. AKP’nin içinden bakın iki tane daha parti çıktı. Arkadaşlarıma da muvaffakiyetler diliyorum.
‘İLK MAKSAT YARGI’
Cumhurbaşkanlığına aday adayı olduğunuzu söylediniz. Pekala iktidar için hazırlanıyor musunuz?
Kadrolarımızla buna hazırız. Türkiye’nin ivedilikle bir hukuk sistemine gereksinimi var. Evvel yargıdan başlamalıyız. Yargıdan başlamadığımız hiçbir şey tahlil üretmez. Yargımızı düzeltmeden iktisadımızı düzeltemeyiz. Bağımsız, tarafsız, adil, aktif bir yargı tertibine gereksinimimiz var. Bu gömleğin birinci düğmesi olacak ve sonrasında aşağıya yanlışsız başkalarını ilikleyebiliriz.
‘HARAM, HELAL BİLMEZ BU İKTİDARI UNUTMAYIN’
Sandığa giderken seçmenlere seslenecek olsanız, neyi unutmamalılar ve neyi düşünmeliler?
Sizi kandıran, size 2004’te Avrupa Birliği vaat edip bugün Orta Doğu eşiğine getiren bu iktidarı unutmayın. Haram, helal bilmez bu iktidarı unutmayın. Yolsuzlukları yazgı üzere gösterenleri unutmayın. Güçlü toprakların yoksul çocukları yaptılar bizleri, bunu unutmayın.
